Biraz gökyüzü, biraz yağmur, biraz koşuş, biraz düşüş, çoraplarıma kadar ıslanmak, dizimden akan kanın yağmura karışışı, dizlerimde sızlama, üşümek iliklere kadar, ciğer ağrısı, çamurlu kaldırıma oturmak ve şuan kediler ne cehennemde uyuyor diye düşünmek.
Belki yanımdan geçen çocuğa bana ceketini vermedi diye sebepsizce kızarım.
Ya da neden müzik dinleyebileceğim şeylerin suyla bozulduğuna sinirlenip bir duvarın üzerindeki neredeyse benimle yaşıt eski grafitideki çocuğun suratını yumruklarım.
Kim bilir. Ya da sadece uyumak için bir şeyler yazarım.
25 Ekim 2017 Çarşamba
20 Ekim 2017 Cuma
Tavandaki tuval
Carter görüyor musun? Tavanda bir tuval var. Herkes geceleri uyuyamadığında, yada sikik bir sabaha uyandığında o tavandaki tuvale bakıp çok parlak renklerle resim çiziyorlar. Daha sonra ne olduğunu sorman hüzünlü cevaba kucak açar. Olan tek şey, işe ya da okula giderken soluk kaldırım taşlarını sayıyorlar. O renkler sadece tavandaki şaheserlerinde var.
İşte bu yüzden sevgili carter, tavandaki tuvali göremezsin. Çünkü bu fazla duygu barındıran renklerle boyanmıştır
İşte bu yüzden sevgili carter, tavandaki tuvali göremezsin. Çünkü bu fazla duygu barındıran renklerle boyanmıştır
4 Ekim 2017 Çarşamba
Ay ışığıyla sevişmek
Ay ışığı gün ışığından kat kat daha güzel geliyor. Hiçbir işe yaramıyor, yapabildiği tek şey geceleri kör karanlıktan kurtaran cılız bir lamba olmak. Ve bu cılız lambanın ışığı bu gece penceremden içeri doluyordu.
Sabaha az kaldı, hava gri ve gecenin kalan kısmından daha soğuk. Odamda büyük ihtimalle kenardaki kitap yığınından biri sesli bir şekilde kayıyor ve evin içinde dolaşan bir şey var gibi duyuluyor. Korkuyu seviyorum ve en çok karanlıkta karşıma çıkıyor.
Görüşüm konusunda çok takıntılıyımdır, gözlüğe ihtiyacım olduğu için detayları kaçırmak çok kötü olurdu. Ve karanlık tam anlamıyla körlük. Yine de seviyorum.
Köpekler havlıyor, ağaçtaki şişman kedi dalları kırıyor, rüzgar soğuk soğuk enseme vuruyor ve ay odamı terketmek üzere.
Tam anlamıyla harika hissediyorum.
Sabaha az kaldı, hava gri ve gecenin kalan kısmından daha soğuk. Odamda büyük ihtimalle kenardaki kitap yığınından biri sesli bir şekilde kayıyor ve evin içinde dolaşan bir şey var gibi duyuluyor. Korkuyu seviyorum ve en çok karanlıkta karşıma çıkıyor.
Görüşüm konusunda çok takıntılıyımdır, gözlüğe ihtiyacım olduğu için detayları kaçırmak çok kötü olurdu. Ve karanlık tam anlamıyla körlük. Yine de seviyorum.
Köpekler havlıyor, ağaçtaki şişman kedi dalları kırıyor, rüzgar soğuk soğuk enseme vuruyor ve ay odamı terketmek üzere.
Tam anlamıyla harika hissediyorum.
Gündüzden sabaha /şiir 1
Yavaş yavaş ayrılıyordu katil yosmaların cesetleri bir bir evlerinden.
Kış, yazın üstüne ilk yağmurla boşalıp kapanıyordu her noktasına.
Toprağın üstüne el atmış ölüler yıldırımla dans ediyordu, çıldırıyordu.
Denizine kusan sarhoşa taş yağdırıyordu gökyüzü lanet okurcasına.
Uzaklarda bir çocuk, hiç örülmemiş bir duvara oturmuş, hiç yazılmamış bir şarkıyı söylüyordu.
Sonbahar güneşi sevişirken kirpiklerimle,
Gençliğim kollarımda son nefesini alıyor,
Boğuluyordu.
Kış, yazın üstüne ilk yağmurla boşalıp kapanıyordu her noktasına.
Toprağın üstüne el atmış ölüler yıldırımla dans ediyordu, çıldırıyordu.
Denizine kusan sarhoşa taş yağdırıyordu gökyüzü lanet okurcasına.
Uzaklarda bir çocuk, hiç örülmemiş bir duvara oturmuş, hiç yazılmamış bir şarkıyı söylüyordu.
Sonbahar güneşi sevişirken kirpiklerimle,
Gençliğim kollarımda son nefesini alıyor,
Boğuluyordu.
Kaydol:
Yorumlar (Atom)
Serotonin ne hissettirir
Mastürbasyondan sonra sanki hiç savaş yokmuş gibi barış şarkıları dinliyordum. Dünya aslında barış içindeymiş gibi huzurluydum. Göğe doğru...
-
Yakın olduğu tek yer ense köküm ve göz yuvalarım olan bir acım var, öyleki her içime düşüşünde gözlerimi sızlatıp ensemi kaşındıran, ama ne ...
-
Mastürbasyondan sonra sanki hiç savaş yokmuş gibi barış şarkıları dinliyordum. Dünya aslında barış içindeymiş gibi huzurluydum. Göğe doğru...
-
Neden kahkaha atarken Aklıma kanatlar gelir Ve birden düşer yüzüm? Neden gözlerim dalar uzaklara Ve yalvarırım tanrıya izlerken Gelir ...