İşemek dışında avm ye girmememle gurur duyuyordum. Tuvaletlerdeki o gereksiz şeyleri almaya yönelik yapılan reklamları çalmak ise minik bir hobimdi.
Binadan çıkarken girişteki kahveciye doluşmuş insanlar arasında bir grup kadının sahte ve kibar gülüşlerini görmek, birbirlerine üstünlük kurmaya çalışan tavırlarını göz ucuyla farketmek canımı sıkıyordu.
Rastgele çıkıp soldaki çarşıya yürüdüm. Piyango bileti satan dükkandan yükselen, küçük dilimi dürtme isteği uyandıran şarkıları duymayana kadar yürümeye devam ettim. Kırlangıçtı sanırım, bir sürü kuş ötmekten çok paniklemiş ve çığlık atar halde kavislerle üstümden geçti.
Kenara oturup insanları izlemeye başladım. Yere oturmamı anlamsız bulan birkaç bakış da dahil, hiçbir yetişkin erkeğin gülmediğini farkettim. Sokakta somurtarak yürüyen herkesin omuzlarından tutup sertçe sarsmak ve madem mutlu değilsin, o zaman yaşadığın hayatı değiştir diye tükürük saçarak bağırmak istiyordum. Kollarım öne doğru aklımdakini canlandırırcasına atıldı.
Bir çocuk turuncu meybuzunu yere düşürdü. Onu izleyen bir pedofil olsaydım, bu manzaraya ben de üzülürdüm diye düşündüm. Bir kadın ince tabanlı sandaletiyle şuruplu buzu ve çocuğun mutluluğunu ezip geçti. Bütük ihtimalle yerdeki hayvan dışkısı olsa da farketmeyecekti çünkü elindeki alışveriş çantalarıyla bir yere aceleyle yürüyordu.
Kendi kendime iddalaşıp kadının bir yere yetişmeye çalışmadığını ortaya koydum. Oturduğum yerden kalkıp takip etmeye başladım. Uçuşan benekli elbisesi kalabalığın arasında kaybolmasını engelliyordu.
Tam da tahmin ettiğim gibi bir kafenin kapı önü masalarına oturdu, kahvesi gelince büyük ihtimalle tek bacağı kahvesi ve alışveriş torbalarının göründüğü bir fotoğraf çekti ve sonrasına bakmadan devam ettim. Sağ cebimdeki son beş dolarımı sol elime verip sol cebime koydum. İddiayı sol tarafın kazanmıştı.
Boş bir otobüse binip bir koltuğa oturdum. Yan tarafımdan tıklım tıklım geçen başka bir otobüsteki insanların kayarcasına görüntüsü beni büyülemişti. Diğer otobüs yol değiştirince yalnız kaldım.
Birkaç durak sonra otobüse bir kadın ve bir iki yaşında obez bir çocuk bindi. Çocuk, attığı adımlar görülmeyecek kadar şişmandı ve sekerek yürüyor gibiydi. Kadınlar yemek yapmak yerine çocuklarını fastfood dükkanlarında oyalıyor ve ömürlerini kısaltıyorlardı. Ah ne saçma!
Eve yaklaşınca ayağa kalkıp ötobüs kapısının önünde beklemeye başladım. O ana kadar farketmediğim bir kızı görünce bir süre inceledim. 3 numara saçları bembeyaz cildi ve hatlarını belli eden giysileriyle büyülememişti beni, ortalığa sıkkın sıkkın bakışlar atıyor, yol kenarındaki çiçekleri izledikten sonra gülümsüyordu. Şuanda oldukça güzel bir manzaraydı. Gözlerim doyana kadar onu izleyip evimden birkaç durak daha sonra indim.
Güneş cildime su damlaları yapıştırıyordu. O an öylesine bir karar alıp kuaföre doğru yürümeye başladım. Sırtıma gelen saçlarımı ense kökü hizasında kestirip oldukça yakışmayan bir model elde ettikten sonra son beş dolarımı da verip eve döndüm.
Hava çok sıcaktı. Hala sıcak. SICAK SICAK DAHA ÇOK SICAK
30 Haziran 2018 Cumartesi
17 Haziran 2018 Pazar
Yansımalarla
Bilmediği bir sokaktaydı
Yanında tanımadığı biri,
Onu yok sayıp başını kaldırdığı göğe baktı
Güneş bulutların arasından ışığını süzerken
Yağmur çiselemeye başladı
Gözlerini kapatıp
Derin bir nefes almasından
Ve açmasından kollarını
Belliydi, birkaç satır şiir yazacağı.
Ve bu dünyada zoruna en çok
Kendine şiir yazmak gidiyordu
Yanında tanımadığı biri,
Onu yok sayıp başını kaldırdığı göğe baktı
Güneş bulutların arasından ışığını süzerken
Yağmur çiselemeye başladı
Gözlerini kapatıp
Derin bir nefes almasından
Ve açmasından kollarını
Belliydi, birkaç satır şiir yazacağı.
Ve bu dünyada zoruna en çok
Kendine şiir yazmak gidiyordu
16 Haziran 2018 Cumartesi
Yansımalar
Yine mezarındaydı.
Bu sefer tabutuna boyluca uzanmak yerine,
Enine oturup çekmişti dizlerini kucağına.
Güneşin battıkça değiştirdiği gölgelere dalmıştı.
Kulağında bir şarkı acı acı inliyordu
Hiç olmakla ilgili.
İçi titriyordu, söyleyenin de, dinleyen onun da.
Bakışları düştü
Sol omzuna doğru dönüp, minik bene baktı
Ama nereye kadardı?
Yine de bu dünyada zoruna en çok,
Kendine şiir yazmak gidiyordu.
Bu sefer tabutuna boyluca uzanmak yerine,
Enine oturup çekmişti dizlerini kucağına.
Güneşin battıkça değiştirdiği gölgelere dalmıştı.
Kulağında bir şarkı acı acı inliyordu
Hiç olmakla ilgili.
İçi titriyordu, söyleyenin de, dinleyen onun da.
Bakışları düştü
Sol omzuna doğru dönüp, minik bene baktı
Ama nereye kadardı?
Yine de bu dünyada zoruna en çok,
Kendine şiir yazmak gidiyordu.
5 Haziran 2018 Salı
Yansıma
Eski bir yatakta yatıyordu
Mezar kadar odasında
Gerçi çoktan gömülüydü kendi içine
Kızıl saçları yastığına seriliydi
Ve pürüzsüz boynuna
Şişmandı da biraz
Siyah satene dolanmıştı çıplak bacakları ve
Karnının bir kısmı.
Ayak parmakları birbirlerine sarılıydı
Karnının altındaki ağrıyı umursamıyordu.
Elleri kazayla,
Delikli tişörtünü göğsünün altına kadar sıyırdı.
Oradaydı tüm kusurlu varlığıyla
Dudaklarından duman yükseliyordu göğe
Tavandaki boş lamba yuvasını inceliyordu
Ve bu dünyada zoruna en çok
Kendine şiir yazmak gidiyordu.
Mezar kadar odasında
Gerçi çoktan gömülüydü kendi içine
Kızıl saçları yastığına seriliydi
Ve pürüzsüz boynuna
Şişmandı da biraz
Siyah satene dolanmıştı çıplak bacakları ve
Karnının bir kısmı.
Ayak parmakları birbirlerine sarılıydı
Karnının altındaki ağrıyı umursamıyordu.
Elleri kazayla,
Delikli tişörtünü göğsünün altına kadar sıyırdı.
Oradaydı tüm kusurlu varlığıyla
Dudaklarından duman yükseliyordu göğe
Tavandaki boş lamba yuvasını inceliyordu
Ve bu dünyada zoruna en çok
Kendine şiir yazmak gidiyordu.
Kaydol:
Yorumlar (Atom)
Serotonin ne hissettirir
Mastürbasyondan sonra sanki hiç savaş yokmuş gibi barış şarkıları dinliyordum. Dünya aslında barış içindeymiş gibi huzurluydum. Göğe doğru...
-
Yakın olduğu tek yer ense köküm ve göz yuvalarım olan bir acım var, öyleki her içime düşüşünde gözlerimi sızlatıp ensemi kaşındıran, ama ne ...
-
Mastürbasyondan sonra sanki hiç savaş yokmuş gibi barış şarkıları dinliyordum. Dünya aslında barış içindeymiş gibi huzurluydum. Göğe doğru...
-
Neden kahkaha atarken Aklıma kanatlar gelir Ve birden düşer yüzüm? Neden gözlerim dalar uzaklara Ve yalvarırım tanrıya izlerken Gelir ...