30 Eylül 2018 Pazar

Mağara

Aynı cümle beynimde defalarca yankılanıyor.
Çınlama gittikçe büyüyüp boğuluyor. Şarkının her bir ritmi anlaşılmaz olana kadar dağılıp beynime batmaya devam ediyor.

Neredeyim, niye burdayım bilmiyorum.

Duvarlar yer yer ıslak ve nemli. Her her karanlık ve boş. Yukarıdan yarasaların sesleri geliyor.

Tanrım beni kurtar

Ya da önce ben seni kurtarayım.

21 Eylül 2018 Cuma

Aynı

Hep aynı pornoyu izleyip zevksizliğin içinde orgazm arıyordu. Sağında solunda hatta yaşadığı şehirde onu tahrik eden hiçbir şey yoktu.

Yattığı yerde debelendi. Yine güneş doğana kadar uyumayacaktı.

Kabuslar her şeyden ağırdı.

10 Eylül 2018 Pazartesi

Yansımalarlayken kendime bakıp gördüklerim

Yer yatağında
Üstünde eski yorganıyla
Pencereye sırtını yaslamış
Islak kirpikleriyle
Eksik hissederek ölüyordu.
Saçları darmadağındı ve
Bütündü!
Islak kirpikleri.
İçten içe lanet ediyordu size,
Siz okuyan ve okumayanlar bunu,
O kadar çirkindiniz ki
Ve o kadar şiir yazılmayası!

Kendini de sevip
Beğendiğinden değildi pek,
Bu satırları yazışı.
Ama kim olduğunu bilmek istediği,
Bir kendini bulabilmesi!
Ah bu sizin suçunuzdu işte.

"Hepinize lanet olsun,
Olmayan tanrılardan!
Öyle yalnız bıraktınız ki yazılarımı!
Kendime yazıp,
Kendime okur oldum!"

Bu dünyada kendine şiir yazmak,
Hiç bu kadar zoruna gitmemişti!

Serotonin ne hissettirir

Mastürbasyondan sonra sanki hiç savaş yokmuş gibi barış şarkıları dinliyordum. Dünya aslında barış içindeymiş gibi huzurluydum. Göğe doğru...