Bunca zaman hayatımda uzun süre kalan herkes bende hastalıklı bir bağımlılık yaratıyordu.
Annem ne düşünüyordu acaba. Ben yokken ne yapıyordu.
Babam çatalı hala aynı rahatsız şekilde tutuyor mudur?
Bir yerden sonra sevmediğim insanların bile hayatımdan çıkma ihtimalleri beni çıldırtır oldu.
Ben yokken incelenecek çok şey olacak ve izleyen kimse olmayacak. Bilme ve izleme şansım yok. Öğrenemem.
Hayatımdaki herkesin her hareketini, her mimiğini, ses tonundaki her değişimi bir deli gibi ezberliyordum.
Bana aynı saldırgan tonla konuşuyorsun, yapma.
Adımlarının sessizliğinden, arkamda belirenin sen olduğunu biliyorum.
Uzaklara dalıp gözlerimi kaçırdığımda, ve aynı şekilde nefes aldığımda ağlamak istediğimi biliyorsun, canın sıkılıyor üzgünüm.
Bir yerden sonra bir insanın her şeyini bilmenin zor olduğunu farkettim.
Telefonunu sen uyurken açıp içindeki her şeyi okuyabilirdim.
Ama umrumda değildi pek başkalarıyla ne konuştuğunuz, düşüncelerinizi onlara nasıl yansıttığınız.
Ne düşünüyorsun?
O düşünceye nereden vardın?
Aklından ne geçiyor?
Kafatasının içinde neler dönüyor?
Önce zıtlıkları ve ardından bu tersliklerin doğrulardaki söylemesi zor detayları açığa çıkardığını farkettim.
Bana asla yakışmayacağına emin olduğum bir elbiseyi giymek, insanlarda neyin bana daha çok yakıştığını söyleme dürtüsü yaratıyordu.
Sence güzel görünüyor muyum? Hayır. Bu cevapları getirmezdi.
Sonra tabuları yıktım, o muhabbetlerdeki rahatsız olduğunuz ama yalnızca olumsuz düşünerek devam ettiğiniz her şeyi ortaya vurdum.
Bana neden gözlerinin kenarıyla bakıyorsun?
Çok temkinli konuşuyorsun.
Benden çekiniyor musun?
Benden hoşlanmadın nedeni nedir?
Çünkü kimse bunları beklemedi.
Aklından ne geçiyor? Merak ediyorum.
Kendim olmaktan senelerce sıkılmıştım.
Farklı bir hayata geçebilmek istiyordum.
Mümkün değildi.
Kendimi yokuş aşağı inen bir araba gibi boşa aldım.
Senin aklında var olup tıpkı benmişim gibi her şeyini bilmek istiyordum.
İnlerkenki ses tonun?
Zayıf noktaların?
Kaç haftada bir traş oluyorsun?
Bi insana saygı duyduğunu nasıl gösterirsin?
Bunca zaman sen olabilmek için akıl hastası gibi seni izledim.
Kafanın içindeymişim gibi dünyayı izlemek için.
Geçmişteki farklı olasılıkları yaşayabilseydim nasıl olurdu?
Biyolojik babamın penisinden biyolojik annemin rahmine düştüğümde kazandığım ruh başka birleşmelerden doğsaydı?
Radikal bir anne ve muhafazakar bir babanın çocuğu olarak büyüseydim?
Kumarbaz bir abim ve fahişe bir kız kardeşim olsaydı?
Şuan 19 değil de 9 veya 49 yaşımda olsaydım?
Senin aklına girip bunca zamanki neşelerini ve hüzünlerini bilmek isterdim.
Bilmek istiyorum. Ve sen farketmeden öğreneceğim.
Yalnızca ezberlediğim geçmişim ve kaçırdığım olasılıklar için.
Hepsini biliyorsun.
Senin ne bildiğini biliyorum.
Ya sen,
Sen olsaydım?
26 Temmuz 2019 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Serotonin ne hissettirir
Mastürbasyondan sonra sanki hiç savaş yokmuş gibi barış şarkıları dinliyordum. Dünya aslında barış içindeymiş gibi huzurluydum. Göğe doğru...
-
Yakın olduğu tek yer ense köküm ve göz yuvalarım olan bir acım var, öyleki her içime düşüşünde gözlerimi sızlatıp ensemi kaşındıran, ama ne ...
-
Mastürbasyondan sonra sanki hiç savaş yokmuş gibi barış şarkıları dinliyordum. Dünya aslında barış içindeymiş gibi huzurluydum. Göğe doğru...
-
Neden kahkaha atarken Aklıma kanatlar gelir Ve birden düşer yüzüm? Neden gözlerim dalar uzaklara Ve yalvarırım tanrıya izlerken Gelir ...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Ne düşündüğünü merak ediyorum, buraya yazabilirsin.